Kader, mesleğini eline alan Mehmet Âkif’in karşısına 1898’de, ince ruhlu, zeki, görgülü bir İstanbul hanımefendisini, İsmet Hanım’ı çıkarır. Mehmet Âkif ve İsmet Hanım sade bir düğünle dünya evine girerler.
Sadelik ve gösterişsiz bir yaşantı Mehmet Âkif’in hayat prensiplerinin başında gelirdi. Zira o bunu Müslümanca yaşamanın gereklerinden biri olarak görüyordu. Bu sebepledir ki evi, elbisesi, yiyeceği ve düğünü dahi sadedir.
Bir yıl sonra ilk göz ağrıları -Âkif’in “Küçük Sultan” diye seslendiği- “Cemile” dünyaya gelir. Sonra sırasıyla kızları “Feride ve Suat”, oğulları “İbrahim Naim, Emin ve Tahir… İbrahim Naim maalesef henüz bir buçuk yaşındayken hayata gözlerini yumar. Evladını kaybeden bir babanın hayattan el etek çekmesi toplum arasında pek tabii karşılanır bir şey olsa da o evladının vefatı üzerine diğer çocuklarına daha fazla sevgiyle sarılmış, hayat mücadelesini ve onları yetiştirme azmini bırakmamıştır.
Mehmet Akif çocuklarıyla nasıl vakit geçirirdi?
Mehmet Âkif ve ailesi sade, mütevazı ama bir o kadar da manevi zenginlik içinde yaşamlarını sürdürürler. Mehmet Âkif ne kadar yoğun ve yorgun olursa olsun, işten gelir gelmez çocuklarına vakit ayırırdı. Çocuklarıyla şakalaşır, oyunlar oynar, onlarla güreşir, onları sırtından hiç indirmezdi. Çocukları uyumadan onlara günün sorusunu sorar -çoğunlukla Peygamber Efendimizin yaşamından olurdu -cevabını bilene iki; bilemeyene birer şeker, ceviz, üzüm cebinde ne varsa verirdi.
Evde evladıyla ilgilenmeyen babanın yaşadığı dramı anlatan Türk filmleri hepimizin malumudur. Esefle belirtmek gerekir ki iş yaşamının oldukça yoğun olduğu büyük kentler başta olmak üzere, küçük kasabalarda dahi çocuğunu kreşe verip sadece akşamları görebilen anne babaların sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. Kent yaşamının bizi getirmiş olduğu bu hal bizleri filmleri de aratacak duruma getirmiştir. Yani hakikatin bir parçası olmuştur. Çocuk terbiyesinin ailede alınması gerektiğini hepimiz biliriz lakin bunu layıkıyla yerine getiremeyiz. Mehmet Akif’in hayatı bu noktada da hepimiz için derslerle doludur.