Mehmet Âkif sadece şairliği ve edipliği ile değil yaşayışıyla, duruşuyla ve ahlakıyla da bu milletin kalbinde taht kurmuş, ulvi bir dava ve deva adamıdır. Âkif dava adamlığıyla, fikirlerindeki asalet ve yaşantısındaki ilkeli duruşuyla bugün hâlâ karşımızda bir abide gibi durmaktadır.
Bu duruş özetin özeti beş özlü ifadeyle İslamiyet, geçmişe hürmet, manevi değerler, azim ve sağlam bir karakterdir. Hayatında verdiği sözden bir kez olsun dönmeyen, şahsi menfaatler karşısında ömür boyu eğilmeyen, adam gibi bir adamdı Mehmet Âkif Ersoy.
Âkif, deva adamlığıyla da eşine ender rastlanır bir örnek olarak doksan yıl öncesinden yankılanan gür ve hoş sedasıyla mesajlarını gönlümüze nakşetmeye devam etmektedir. Bugün, içinde bulunduğumuz buhranlara, bunalımlara, strese, doyumsuzluğa ve ruhumuzdaki binbir çeşit sıkıntı ve boşluğa deva olacak reçeteyi Âkif’in şiirlerinde ve yaşantısında bulmak mümkündür. Bu yüksek karakterli şahsiyet abidesinin bugün bizden beklediği şey, kendisi gibi dosdoğru, çalışkan, azimli, yürekli ve manevi değerlerini yaşatan bir nesil olarak yetişmemizdir. Bu nesil Asım’ın Neslidir.
Bu yazımızda Âkif’in eserleri hakkında bilgiler aktarmak isiyoruz.
İşte Âkif’in eserleri:
Mehmet Âkif sadece şairliği ve edipliği ile değil yaşayışıyla, duruşuyla ve ahlakıyla da bu milletin kalbinde taht kurmuş, ulvi bir dava ve deva adamıdır. Âkif dava adamlığıyla, fikirlerindeki asalet ve yaşantısındaki ilkeli duruşuyla bugün hâlâ karşımızda bir abide gibi durmaktadır.
Bu duruş özetin özeti beş özlü ifadeyle İslamiyet, geçmişe hürmet, manevi değerler, azim ve sağlam bir karakterdir. Hayatında verdiği sözden bir kez olsun dönmeyen, şahsi menfaatler karşısında ömür boyu eğilmeyen, adam gibi bir adamdı Mehmet Âkif Ersoy.
Bu yazımızda Âkif’in eserleri hakkında bilgiler aktarmak isiyoruz. İşte Âkif’in eserleri:
Mehmet Âkif’in Kaç Adet Şiir Kitabı Vardır?
Âkif şiirlerini yedi kitap halinde yayımlamıştır. Bu yedi kitap Âkif’in ölümünden sonra damadı Ömer Rıza DOĞRUL tarafından “Safahat” adı altında tek kitap halinde yayımlanmıştır. Birinci kitabının adı olan Safahat sonradan bütün şiirlerinin verilen isim olmuştur. Bu yedi kitabı şunlardır:
1-Safahat (1911)
2-Süleymaniye Kürsüsünde (1912)
3-Hakkın Sesleri (1913)
4-Fatih Kürsüsünde (1914)
5-Hatıralar (1917)
6-Asım (1924)
7-Gölgeler (1933)
Şiirleri her bakımdan edebiyat tarihimizde eşsiz güzellikte muhteşem parçalardır. O, konularını daha çok sosyal olaylardan, hayatından ve İslam tarihinden almıştır. Onun için asıl önemli olan gerçeklerdir. Şiirlerindeki camiler, kahveler, sokaklar; yetimler, yoksullar, idari bozukluklar bunun net göstergeleridir. Âkif bunu şu mısralarla ifade eder:
“…. hayal ile yoktur benim alışverişim İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim.”
Bana sor sevgili kâri, sana ben söyleyeyim,
Ne hüviyyette şu karşında duran eş’ârım (şiirler);
Bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;
Ne tasannu (sanat) bilirim, çünkü, ne san’atkârım.
Şi’r için “göz yaşı” derler; onu bilmem, yalnız,
Aczimin giryesidir (gözyaşı) bence bütün âsârım!
Ağlarım, ağlatamam; hissederim söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım (şikayetçi)!
Oku, şayet sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zîrâ onu yazdım iki söz yazdımsa.
Okumuş olduğunuz şiir Safahat adlı kitabın önsüzü şeklinde yazılmıştır. Bu şiir Mehmet Âkif’in sanat tutumunu, şiir anlayışını ve kişiliğini çok güzel yansıtmaktadır. Mehmet Âkif bu şiirde yine alçakgönüllülüğünü göstermiş, “yazdığım bütün eserler acizliğimin gözyaşıdır” diyerek kendisini şairden saymamıştır.
Biz biliyoruz ki Âkif alkışı, övünülmeyi ve şımartılmayı sevmez. Ancak onun yazdığı şiirler hem duygu, hem fikir ve hem de sanat yönünden Türk edebiyatının seçkin eserleri olarak karşımızda durmaktadır. “Ne sanatkârım ne de sanat yapmasını bilirim, yazdığım bir yığın söz ancak samimiyetimin hüneridir.” sözüyle mütevazılığını gösteren şair, “hisli bir yüreğim var, sen bir şeyler okumak istersen benim hisli yüreğimi oku” ifadeleriyle de bizleri samimiyete ve hisli olamaya davet ediyor.
Nesir Türündeki Eserleri
Âkif’in şiirleri yanında düzyazı türünde eserleri de önemlidir. Nesir türündeki eserleri olarak telif ve tercüme makaleler, tefsirler, vaazlar ve mektuplar sayılabilir.
Makaleler
Makaleleri daha çok cemiyet, edebiyat ve fikir meseleleri üzerinedir. Elli yazıdan ibarettir. Edebiyatla ilgili makalelerinde onun edebi anlayışını ve çeşitli konulardaki düşüncelerini görürüz.
Tercümelerinin birkaçında ‘Sadi’ adını kullanmıştır. 55 ayrı tercüme yapmıştır. Tercümelerinin çoğu Şeyh Şibli, Ferid Vecdi, Abdülaziz Çaviş ve Muhammed Abduh gibi çağdaş İslam düşünürlerindendir.
Kur’an Meali
İkinci Meclis’in Ku’an’ın Türkçe meal ve tefsirinin hazırlanması işinde, meal görevi Mehmet Âkif’e, tefsir işi de Elmalılı Hamdi Efendi’ye verildi. Mehmet Âkif, çok mesuliyetli bulduğu bu işi arkadaşlarının ısrarları ile kabul etti. Bu görevini tamamlamasına rağmen Türkiye’de yapılmak istenen “din reformu” gibi yanlış bir işte kullanılacağı endişesiyle Mısır’dan yurda dönüşünde meali Türkiye’ye getirmedi. Bir dostuna emanet olarak bıraktı. Ne yazık ki, bu meal çalışması kendisine emanet edilen zatın yakınları tarafından 1961 yılında –Mehmet Âkif’in vasiyeti yerine getiriliyor zannıyla- yakılmıştır.
Mektuplar
Elli kadar mektubu ve bazı mektup parçaları yayınlanmış olan Âkif’in, dağınık halde, bazı kimselerin elinde birkaç yüz mektubunun bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunların toplanarak yayınlanması, Mehmet Âkif’in düşünceleri, hayatı ve yakın tarihimiz bakımından çok faydalı olacaktır.
Samimi ve duygulu yüreklere sahip olmak ve Âkif’i hakkıyla anmak ve anlamak temennisiyle..