Mehmet Akif Ailesinin Geçimi İçin Mücadeleden Korkar mıydı?

“Sarıgüzel’deki evinden her gün 16 saat didinmek için çıkan Âkif, bazen bu eve dört gün sonra dönüyordu. Sabah Ziraat Nezareti’ndeki memuriyetine koşacak, akşam Halkalı Mektebi’ndeki hocalığına yetişecek, ertesi sabah yine memuriyetine dönecek. O akşam bir özel derse, ertesi akşam başka bir özel derse, daha ertesi gece bilmem kimin bilmem neredeki çocuğuna özel derse gidecekti.”  (Mithat Cemal)

Mücadeleden korkmak Mehmet Âkif gibi bir insan için söylenemeyecek sözlerden biridir. Sadece şu iki şeyi söylememiz bile onun mücadeleden hiç korkmadığının delilleridir: 1. Beş çocuğu var. Maddi anlamda durumu çok kötü. Memuriyet, hocalık, özel ders, çalışıp duruyor. Lakin kazandıkları çoğu zaman yetmiyor. Durumu böyleyken vefat eden arkadaşının üç çocuğunu yanına alıyor. Bu demektir ki, daha çok mücadele edecek. 2. İstiklal Marşı için düzenlenen yarışmadaki 500 lirayı kabul etmemesi. Az önce dediğimiz gibi maddi durumu çok kötü. Üstündeki palto arkadaşından ödünç aldığı bir palto. Mücadeleden korksaydı 500 lirayı alır işine bakardı öyle değil mi?

Şunu da hatırlatalım ki, o günlerde Mehmet Âkif’in sadece bir arkadaşına olan borcu 250 lira. Yine o yıllarda Ankara’da bir çiftlik 140 liraya alınabiliyormuş. Günümüzde rızık korkusundan hırsızlık yapan, kardeşini öldüren vahşi insanlara Mehmet Âkif’in yaşantısı daha iyi anlatılmalı diye düşünüyoruz.

– Mehmed Ağa’nın evi akmış. Onu aktarmak için

Dama çıktım, soğuk aldım, oluyor on beş gün.

Ne işin var kiremitlerde a sersem desene!

İhtiyarlık mı nedir, şaşkınım oğlum bu sene.

Hadi aktarmayayım… Kim getirir ekmeğimi?

Oturup kör gibi, nâmerde el açmak iyi mi?

Kim kazanmazsa bu dünyâda bir ekmek parası:

Dostunun yüz karası; düşmanının maskarası!

Yoksa yetmiş beşi geçmiş bir adam iş yapamaz;

Ona ancak yapacak: Beş vakit abdestle namaz.  (Safahat’tan)

Der ki: “Çarpışmadın erkek gibi düşmanlarla;

Şimdi, hiç yoksa kadınlar gibi olsun ağla!”

Bırakın mâtemi, yâhu! Bırakın feryâdı;

Ağlamak fâide verseydi, babam kalkardı!

Gözyaşından ne çıkarmış? Neye ter dökmediniz?

Bâri müstakbeli kurtarmaya bir azm ediniz!

Ye’se hiç düşmeyecek zerrece îmânı olan;

Sâde siz derdi bulun, sonra kolaydır derman. (Süleymaniye Kürsüsünde’den)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu