Cenap Şehabettin Âkif için “Türk edebiyatının en büyük sanatçısı” der.
Türk edebiyatında her bir akım, her bir şair edebiyata tek bir pencereden bakmıştır. Misal verecek olursak Divan edebiyatı sanatçıları (Fuzuli, Baki, Nefi, Nedim vs.) hayali bir sevgilinin güzelliklerini anlatıp, onun uğrunda çekilen cefaları dile getirmiştir.
Halk edebiyatı sanatçıları çeşme başında yahut köyde gördükleri güzellere nameler yazmışlardır. Tekke edebiyatı sanatçıları şiiri yalnızca din veya daha dar anlamda tarikat ekseni etrafında şekillendirmişlerdir.
Akif Birçok Usta Sanatçı’ya Rehber ve İlham Kaynağıydı
Oysa Mehmet Âkif, şiiri hem halkın dertlerini anlatmak, hem milli manevi değerleri dile getirmek, hem halkı bilinçlendirmek ve hem de aşkın, insanın, toplumun, derinliklerini ifade etmek için yazmıştır. Bunları yaparken usta şair, yüksek sanat kabiliyetini, şiir ve edebiyattaki becerisini ve engin bilgi ve tecrübelerini okuyucuya fazlasıyla hissettirmiştir.
Kendisinden sonra gelen birçok usta sanatçıya hem fikirleri hem de sanatçılığı yönüyle rehber olması da gösteriyor ki Mehmet Âkif, çok büyük bir fikir ve sanat adamıydı.
Peyami Safa, Sezai Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi büyük şair ve yazarlar, Mehmet Âkif’in izinden giden ustaların sadece birkaçıdır.
Denilebilir ki Mehmet Âkif Milli Mücadele Dönemi’nin de kendinden sonraki dönemlerin de şiirde, sanatta ve edebiyatta bir önderi olmuş, örnek teşkil etmiş nadide şahsiyetlerden biri olarak tarih kayıtlarına geçecektir.