Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    TV Gündemi
    • Diziler
    • Filmler
    • Magazin
    • Programlar
    • Fragmanlar
    • Gündem
    TV Gündemi
    Home»Arşiv»Ozan Arif Kimdir? Ozan Arif Ne Zaman Öldü, Hayatı, Şiirleri

    Ozan Arif Kimdir? Ozan Arif Ne Zaman Öldü, Hayatı, Şiirleri

    12 Şubat, 2022Updated:20 Şubat, 2023
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    Ozan Arif Kimdir?
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Ozan Arif Kimdir?

    10 Haziran 1949 Samsun’un Terme ilçesinde doğan Ozan Arif’in asıl adı Arif Şirin’dir. Ailesi Giresun’un Alucra ilçesinden olan Ozan Arif’in babası Mehmet Şirin annesi Fatma Şirindir. İlk ve orta öğrenimini Samsun’da tamamlayan  Ozan Arif , eğitimini sürdürürken ailesine destek olmak için yaz aylarında da tarım işlerinde çalıştı.

    Ortaokul yıllarında sesine aşık olduğu bağlama ile tanışan Ozan Arif, yakalandığı tüberküloz hastalığı nedeniyle İstanbul’da yaklaşık bir yıl hastanede tedavi gördü.

    Burada harçlıklarından biriktirdiği parayla 1964 yılında ilk bağlamasını satın alan Şirin, çalmayı da kendi kendine öğrenmeye çalıştı.

    Ozan Arif, yazdığı bir şiirde kendini şöyle anlatmıştır:

    “Tevellüt kırkdokuz, adım Arif’tir, soyadım kütükte Şirin bilinir /

    Giresun Alucra Hapu köyünden, soyumu sopumu sorun bilinir /

    ‘Ozan’ diye tanır tanıyan beni, gönlümde yaşatmam garezi kini ve lakin memleket, millet haini olanlarla aram serin bilinir.”

    Çocukluğunda tarlada çalışırken atma türküler söyleyen Ozan Arif Şirin, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Sürmeli Bey, Yusuf ile Züleyha  gibi destanları okuyarak büyüdü. Memleketi Alucra’da pazar kurulan günlerde destancıları dinleyen Şirin, köyde etrafında yaşanan olaylarla ilgili şiirler yazmaya başladı.

    “Ozan” mahlasını ortaokuldaki okul müdürü Kemal Giritli’nin verdiği Arif Şirin, gittiği öğretmen okulunda edebiyat alanında kendini geliştirdi.

    1969-1970 döneminde Ordu ili Perşembe erkek öğretmen Okulu’ndan mezun olan Ozan Arif , ilk olarak ailesinin bulunduğu Samsun’da Karaoyumca köyündeki ilkokulda göreve başladı. 1 yıllık stajyerlik suresinden sonra yine Samsun’da Devgeriş köyüne tayin olmuştur. 1972 yılında yine aynı köyde stajerlik yapmakta olan ve ona ömrü boyunca en büyük desteği veren; Süheyla hanımla evlenmiştir. Ozan Arif ile Süheyla Hanım’ın tek çocuğu olan Mehmet Alp, 1973 yılında Samsun’da dünyaya gelmiştir.

    Ozan Arif  5 yıl öğretmenlik, 4 yılı okul müdürlüğü olmak üzere toplam 9 yıl görev yapmıştır. 1979 yılında öğretmenlikten ayrılmıştır. Ozan Arif 1980-1991 yılları arasında Almanya’da yaşamıştır. Ozan Arif , 11 yıllık gurbet hayatının ardından 24 Eylül 1991’de Türkiye’ye dönmüştür. Bir süre sonra yine Almanya’ya dönen Ozan Arif, Avrupa ve Türkiye’de konserlerini sürdürmüştür.

    Ozan Arif Ne Zaman Öldü?

    Şair, bestekar ve söz yazarlığı kimliği ile öne çıkan Ozan Arif  öğretmenliğinin yanında milletin duygularına tercüman olmayı kendisine rehber edinmiş bir söz ustasıdır. Özellikle milli konulardaki duruşu Ozan Arif’in hem kaygılarını hem de sevdalarını ortaya koymuştur. Kendisi hakkında şöyle der Ozan Arif: “Bizi ‘Ozan Arif’ yapan şey, milletin derdini dert edinmemdir”

    Ozan Arif 13 Şubat 2019’da gırtlak kanseri tedavisi gördüğü Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 70  yaşında hayatını kaybetmiştir. Cenazesi, Samsun’da toprağa verilmiştir. Ölümünün ardından yazılan  milyonlarca mesaj, dökülen gözyaşı ve cenazesine bizzat katıldığı tabutuna şubatın soğuk gününde omuz veren on binlerce insan dikkate alındığında Ozan Arif’in 20 yüzyıl Türk ozanlık geleneği içerisindeki değeri daha iyi anlaşılmış olacaktır.

    Bu durum, Ozan Arif’in 20 yüzyılda başlayıp 21 yüzyılın ilk 20 yıllık zaman diliminde devam eden şairliği ve Türk Aşık edebiyatının etkisini ortaya koyması açısından önemlidir.

    Çıldır’da Aşık Şenlik, Erzurum’da Sümmani Baba, Erzurumlu Emrah, idolü olarak nitelediği 1800’lerde yaşamış Develili Aşık Seyrani Baba’yı Türk halk edebiyatında muazzam örnekler verenler olarak anlatan Ozan Arif, özellikle Develili Aşık Seyrani Baba’da kendisini bulduğunu vurgular. Pir Sultan Abdal’ı da “dava adamı” olarak anan Ozan Arif, ona haksızlık yapıldığına düşünür.

    Güzel sanatlara yeteneği, şiire ilgisi ve özellikle şairlik kabiliyetinden dolayı okul çağlarında şiir alanında ödüller alan Ozan Arif’in ünü, ilerleyen yıllarda yöresel sınırları aşıp Türkiye genelinde duyuldu.

    Atışma, doğaçlama şiir söyleme, güzelleme ve çeşitli alanlarda Türkiye birincilikleri, sertifika ve ödülleri bulunan Ozan Arif, en büyük ödülünü ise şöyle ifade etmişti:

    “Ortaokul çağlarında çocuk yaşta bu sevdaya gönül vermişim. O yaşlardan beri verdiğim mücadelenin karşılığını, tertemiz yüreklerde sevgi sarayları kurarak aldım. Ülküdaşlarımın sevgi ve muhabbetinden daha büyük beşeri ödül olamaz.”

    Şiirlerinden Örnekler…

    Sabır Eyle

    Deli gönül isyan etme boşuna,
    Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.
    Kul olanın her şey gelir başına,
    Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

    Düşün düşün hayal bitti düş bitti,
    Ağla ağla gözümdeki yaş bitti,
    ‘Amentü’ ye iman ettim iş bitti,
    Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

    Her dara düştüğün yerde Allah’tan,
    Hakkında hayırı ver de Allah’tan
    Hayır da Allah’tan şer de Allah’tan
    Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

    Bazı zamanlarda bazı yerlerde,
    İnanırım derde derman derler de,
    Çünkü hayır varmış bazı şerlerde
    Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

    Mevla çekirdeğe orman gizlemiş,
    Tahıl tanesine harman gizlemiş,
    Yılanın zehrine derman gizlemiş,
    Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

    Gönül bizi bilmeyen var bilen var,
    Halimize ağlayan var gülen var,
    Bizden daha büyük derdi olan var,
    Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

    Kaç ülkü gülünün şimdi şu anda,
    Kellesi bekliyor yağlı urganda,
    Hiç olmazsa gel onlardan utan da,
    Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

    Gönül korkma; çok çok sürgün ölürsün
    Ne açıkta ne de düzde kalırsın,
    Bir mezarı nerde olsa bulursun,
    Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

    Felek zulüm ediyorsa koy etsin,
    Duy ARİF’i çile bitsin dert bitsin.
    ‘Tevvekeltü taalallah’ de gitsin.
    Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

    Ayna

    Müslümanlar neden böyle perişan?
    Sebebini sorup arıyor muyuz?
    Bence bu işin sebebi Müslüman.
    Acaba farkına varıyor muyuz?

    Müslümanlık çünkü adımız bizim.
    Adımız gibi mi tadımız bizim?
    Eksik mi dedimiz, kodumuz bizim?
    Fitnesiz, fesatsız duruyor muyuz?

    İslâm’ın şartı beş, imanın altı,
    Diyerek işleriz her türlü haltı…
    Aklımıza gelmez toprağın altı.
    Emaneti sağlam koruyor muyuz?

    Esiri olmuşuz malın, servetin,
    Zinanın, şehvetin, kovu, gıybetin,
    Vatanın, milletin, dinin, devletin,
    En ufak işine yarıyor muyuz?

    Bu devirde, kimin kötü hali var?
    Şimdi, itin bile özel yalı var.
    Hepimizin, iyi-kötü malı var.
    Fitreyi, zekâtı veriyor muyuz?

    Birbirine düşman zenginle fakir,
    Birinde hamd eksik, birinde şükür,
    Hepimizde ayrı, değişik fikir,
    Birlikte üç adım yürüyor muyuz?

    Elin gözündeki çöpleri tek, tek,
    Görüp gösteririz, kaçırmayız pek
    Kendi gözümüzde mertek var, mertek.
    Biz, bizdeki suçu görüyor muyuz?

    Neyi öğreniyor, neyi duyuyor
    Karnı evde, beyni nerde doyuyor
    Oğlumuz, kızımız, nasıl büyüyor,
    Üstüne kol kanat geriyor muyuz?

    Kitabımız Kur’an ilim kokuyor,
    Kaç müslüman günde açıp okuyor?
    Okuyan da işte öyle okuyor.
    Mânasına kafa yoruyor muyuz?

    Madem ki her nefis Hakk’tan hediye,
    Dünya için Hakk’ı unutmak niye,
    Bugün Allah için ne yaptım diye,
    Akşam kendimize soruyor muyuz?

    ARİF olan ham laf etmez gardaşım,
    Bir destanla bu dert bitmez gardaşım,
    Müslümanım demek yetmez gardaşım,
    Müslümanca hayat sürüyor muyuz?

    Ne İnsanlar Gördüm

    Âah ah… Ne insanlar tanidim hey!
    Hep hikaye roman çikti.
    Kimi dedim agir bir sey,
    Tarttim baktim gram çikti.

    Kimi beni veli yapti,
    Kimi beni deli yapti.
    Kimi yigit rolü yapti,
    Emdigi süt haram çikti.

    Kimi ates duman tütmez,
    Gövde saglam, güç müç yetmez.
    Gel gelelim iflah etmez.
    Mayasinda verem çikti.

    Kimi kirli, pasli idi,
    Kimi süslü, püslü idi,
    Kimi sahte asli idi,
    Kimi sahte kerem çikti.

    Hele hele en çok yandiklarim
    Kabuguna kandiklarim
    Ak alinli sandiklarim
    Yüzü gözü krem çikti.

    Eksik oldu biraz tarif,
    Kimi kaba, kimi zarif,
    Hepsi böyle degil ARIF;
    Kimi çôk muhterem çikti.

    Yazık Olur Vatana

    Meydan sizin…Onun bunun sözünü,
    Duyarsanız yazık olur vatana.
    Kuru lafla memleketin gözünü
    Boyarsanız yazık olur vatana.

    Eğilin milletten yükselen sese
    Mavi boncuk dağıtmayın herkese
    Hoşgörü bezinden takım elbise
    Giyerseniz yazık olur vatana.

    Bilinmeli Mataracı sürüsü
    Ötmemeli Yahya’ların borusu
    Aç beklerken memleketin yarısı
    Doyarsanız yazık olur vatana.

    Hatırını gütmen bilmem ne beyin
    Herkesin suçunu yüzüne deyin
    Şimal rüzgarına dikkat eyleyin
    Buyarsanız yazık olur vatana.

    Düşman olup milli birlik çağrıma
    Koministler yara açtı böğrüme
    Siz de süngünüzü benim bağrıma
    Dayarsanız yazık olur vatana.

    Beşik yapıp kollarımı dizimi
    Ben büyüttüm ‘ordu’ adlı kuzumu
    Ben büyüttüm diye benim gözümü
    Oyarsanız yazık olur vatana.

    Dört bin şehit verdik yurda hediye
    Düşünün bir defa acaba niye?
    Koministle beni aynı kefeye
    Koyarsanız yazık olur vatana.

    Arif hazır size destan yazmaya
    Söz verdiniz ihaneti bozmaya
    Söz verdiniz kominizmi ezmeye
    Cayarsanız yazık olur vatana.

    Babo

    Ben köylü vatandaşım,
    Kim benim dostum babo?
    Bu ne hırs bu ne hışım?
    Sesimi gıstım babo.

    Kiminiz bana güler
    Kiminiz aptaldır der
    Baştaki efendiler
    Ben size küstüm babo.

    Damarda kanım kurban
    Şerefim şanım kurban
    Devlete canım kurban
    Sizedir kastım babo…

    …

    İstemem sevmeyin lo..
    Baştan da savmayın lo..
    Kapıdan kovmayın lo…
    Toz diye üstüm babo…

    İşime zor dediniz
    Ürüşvet istediniz
    Ben ektim siz yediniz
    Soyuldu postum babo…

    Devletin malı sizin
    Kaymağı balı sizin
    Küpünüz dolu sizin
    Boş benim testim babo…

    Yapılan ne bak hele
    Patlarsın güle güle
    Köyümde yok yok ula
    Büstüm var büstüm babo…

    Anarşist çıktı bir de
    Onlarla girdim derde
    Üstelik hapislerde
    Az mı kan kustum babo?

    Bana Sor

    Başbuğum bak yine başına geldim.
    Bakıyorum ama sen gel bana sor.
    Dert dökmeye mezar taşına geldim.
    Döküyorum ama sen gel bana sor.

    Belki de derdimi dökmem boşuna,
    Duymazsın duysan da gitmez hoşuna
    Öyle bir çile ki düşman başına
    Çekiyorum ama sen gel bana sor.

    Beni bu çileye salanlar saldı,
    Sen gittin her şeyin içi boşaldı
    Kala kala senden bir rozet kaldı
    Takıyorum ama sen gel bana sor.

    Sevdamızın günahı ne suçu ne?
    Bu sevda layık mı gönül göçüne?
    Arada sırada halkın içine
    Çıkıyorum ama sen gel bana sor.

    Halk eskisi gibi önüme çıkıp
    Hal hatır etmiyor elimi sıkıp
    Sebebini halkın gözüne bakıp
    Okuyorum ama sen gel bana sor.

    Halkı bırak halkı öz kardeşimi
    İknadan acizim evde eşimi
    ‘La Havle’ çekerek her gün dişimi
    Sıkıyorum ama sen gel bana sor.

    ….

    Arif’im yıkılmış şehir gibiyim
    Tadım yok tuzum yok zehir gibiyim.
    Yatağına küskün nehir gibiyim
    Akıyorum ama sen gel bana sor.

    Ah Kafa

    Bu dünyada zevk sefa
    Bir devran sürmek varmış.
    Ulan kafa ah kafa,
    Bugünü görmek varmış.

    Vatan dedim,yurt dedim,
    Vatandan sürgün yedim
    Tek doğru ben mi idim
    İpe un sermek varmış.

    Hey gidi aptal hey hey
    Bak yaşıyor paşa bey
    Neyimiş de yolsuz köy
    Köprüsüz ırmak varmış.

    Bu işler nene bırak
    Kel başa şimşir tarak
    Ot gibi yaşayarak
    Murada ermek varmış.

    Şu ömrüm bile bile
    Baştan sona hep çile
    Rüşvet ile torpile
    Kafayı yormak varmış

    Bugünleri bilip de
    Türkiye’de kalıp da
    Bir yolunu bulup da
    Anap’a girmek varmış.

    Kaç tane ozan gelmiş,
    Çoğu aç sefil ölmüş
    Ozanlık iş değilmiş
    Bu sazı kırmak varmış.

    Eloğlu davul çaldı
    Başbakan kızı aldı
    Ben saz çaldım ne oldu
    Davula vurmak varmış.

    Ozan Arif kes burda
    Günaha girme bir de
    Biliyorsun mahşerde
    Hesap da vermek varmış.

     

     

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    Previous ArticleNazım Hikmet Ran Hayatı, Sanatı, Eserleri
    Next Article İstiklal Marşı Kime İthaf Edilmiştir, Safahat’a Neden Alınmadı, Beste Yarışmasına Kimler Katıldı?

    Related Posts

    İşte Tüm Zamanların En Çok İzlenen 5 Dizisi!

    10 Nisan, 2023

    ‘Aile’ Dizisi ile Fırtınalar Estiren Kıvanç Tatlıtuğ Hakkında Bilgiler Burada!

    10 Nisan, 2023

    Oppo Reno 8T Çıkış Tarihi Netlik Kazandı

    26 Ocak, 2023
    16 Eylül, 2023

    Puma Rihanna’yla tekrar doğdu

    Global ikon Rihanna ve spor giyim markası PUMA, en yeni ürün serisini resmi olarak tanıttı.

    15 Eylül, 2023

    Demet Akalın toplumsal medyayı salladı!

    Demet Akalın hayranlarının büyük bir merakla beklediği ‘Bana Yolla’ yayınlanır yayınlanmaz sosyal medyayı alt üst etti.

    13 Eylül, 2023

    İynemli kardeşler reklam sinemasında buluştu

    Ünlü oyuncu Aras Bulut İynemli, kendisi gibi başarılı bir oyuncu olan ağabeyi Orçun İynemli ile Vodafone’un yeni kampanyası “Eşim Dostum İndirimi”nin tanıtıldığı yeni reklam filminde bir araya geldi.

    12 Eylül, 2023

    İzmir Fuarı finali Haluk Levent’ten

    92. İzmir Enternasyonal Fuarı Çim Konserlerinin son gecesinde Haluk Levent sahne aldı. Sanatçı konser alanını dolduran on binlerce İzmirliye unutulmaz bir gece yaşattı.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.