Saygı Ne Demektir? Tarihimizden Saygı Örnekleri

Yunus Emre’nin hikâyesini bilenler bilir;
Yunus hocası Taptuk Emre’nin dergâhına tam kırk yıl boyunca dağdan odun kesip getirir. Görevi budur. Ancak getirdiği odunların hiçbirisi eğri büğrü değildir. Ormanın en düzgün odunlarını getirir dergâha.
Niye böyle hep düzgün odun getiriyorsun diye sorduklarında Yunus’un cevabı saygının zirve noktasıdır.
“Bu kapıdan eğri odun girmez.”
Yunus’un gösterdiği saygının onda birini büyüklerimize göstersek, bu halde olmazdık. Bu bizim hikâyemiz… Bizim ecdadımızın saygısı…
Örnekler anlatmakla bitmez. İnsanın tüylerini ürperten bir saygı kültürü var geçmişimizde.
Fatih Sultan Mehmet’in Hocasına Saygısı
Fatih Sultan Mehmet bir gün yanına veziri Mahmut Paşa’yı da alarak hocası Akşemseddin’in yanına ziyarete gider. Fatih odaya girdiğinde Akşemseddin ayağa kalkmaz. Bir vakit sonra Akşemseddin Fatih’in huzuruna gider. Fatih hemen toparlanarak ayağa kalkar ve hocasına yer gösterir.
Bu iki olayı da gören Mahmut Paşa merakını gizleyemez ve Fatih’e sorar:
Hünkârım hocanız geldiğinde siz ayağa kalktınız, hâlbuki siz onun yanına gittiğinizde o kalkmadı. Sebebi ne ola ki?
Üç Kıtanın Sultanı, Cihan Padişahı, Fatih Sultan Mehmet Han şöyle cevap verir:
-Hocam Akşemseddin’e saygı göstermemek elimde değil. O yanıma geldiğinde beni gayri ihtiyari bir heyecan kaplar ve farkında olmadan kendimi ayakta bulurum. O ise, ilmin izzetini korumak için bana ayağa kalkmaz.
Fatih bu saygıyı göstermekle sultanlığından hiçbir şey kaybetmedi. Bilakis kazandı. İnsan büyüdükçe küçülür, küçüldükçe büyür. Gururun, kibrin, büyüklenmenin olduğu yerde saygı aramayın. Saygı bunların olduğu mekânda fazla durmaz.
Yavuz Sultan Selim’den Saygı Dersi
Yıl 1516, Mısır Seferi… Yavuz Sultan Selim Han, Şeyhülislam İbn-i Kemal Paşa’yla dönüş yolunda atbaşı gidiyorlar. Kemalpaşazade’nin atının ayağından bir parça çamur Yavuz’un kaftanına sıçrar.
Âlim telaşlanır, ne yapacağını şaşırır. Onun telaşını gören padişah, Osmanlı ahlakını devlet başkanı zirvesinde gösteren bir tavır ve sözle karşılık verir:
Âlimin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için şereftir. Öldüğümde bu çamurlu kaftan üzerime örtülsün.
Saygı bizi biz yapan, bizi başka uluslardan ayıran en önemli değerlerimizden birisidir. Tıpkı diğer değerler gibi saygı içselleştirilmediği sürece kişiler ve toplumlar mutlu ve huzurlu yaşayamazlar. Saygı hakkında aşağıdakiler söylenebilir:
Saygı Nedir?
Saygı: En yakın tanıdığın seninle karşıt görüşe sahip de olsa onu kırmadan, hakaret etmeden tartışmaktır.
Saygı: Çoğu zaman kendini karşındakinin yerine koyarak davranmaktır.
Saygı: Görmek istiyorsak göstermek zorunda olduğumuz şeydir.
Saygı: Yeni nesle, çocuklarımıza öğretmemiz gereken en önemli davranış ve düşünce biçimidir.
Saygı: Hakaretlerini değil, düşüncelerini söylemesine izin vermektir.
Saygı: Sonuna kadar dinleyip, açıklama yapmasına fırsat vermektir.
Saygı: Karşındakinin davranışlarını önyargıda bulunmadan, niyet okumadan yorumlamaktır.
Saygı: Sevmesek de bulunduğu konuma hürmet göstermektir.
Saygı: Söylediğimiz sözde ya da yaptığımız davranışta onun incineceği duygusunu taşımaktır.
Saygı: Bir yaşam şekli, bir hayat tarzı, bir dünya görüşüdür.
Saygı: Kimi zaman kibarlık, kimi zaman görgü, kimi zaman da güler yüzlü olmaktır.
Saygı: İnsan ilişkilerinin bir gereği olsa da bazen hayvana bile duyulması gereken bir olgudur.
Saygı: Ne kadar samimi olsan da, ne de kadar sevsen de her zaman belli bir mesafeyi korumaktır.
Saygı: Saygı görmek adına kendinden küçükleri ezmemek, onların kişiliğini önemsemektir.
Unutmayın ki; sevgi ihtiyari olsa da saygı mecburidir.