Uzun süredir Otomotiv devleri elektrikli otomobilleri geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyordu. Volkswagen grubunun emisyon değerleriyle oynadığı gerekçesiyle ABD’den yüklü miktarda ceza yemesinin ardından süreç hızlandı ve firmalar elektrikli araç üretimine ağırlık verdi. Elektrikli araçların dizel motorlu araçlara oranla hem yedek parça hemde yakıt noktasında büyük avantajları bulunuyor. Bu araçların tek dezavantajı ise araç maliyetlerinin yüksek olması.
ARAÇLARIN YARISI ELEKTRİKLİ OLACAK
Firmalar elektrikli araçlara olan yatırımlarını arttırırken, Bloomberg’in raporuna göre 2040 yılına geldiğimizde otomotiv endüstrisi büyük bir dönüşüm geçirecek. Araştırmaya göre, 2040 yılında piyasadaki araçların yarısından fazlası elektrikli olacak. Türkiye gibi akaryakıt fiyatlarının pahalı olduğu ülkelerde dizel ve LPG’li araçlara olan talep çok fazla olsa da ilerleyen yıllarda araç maliyetlerinin düşmesiyle birlikte Türkiye’de de elektrikli araç sayısının artacağı öngörülüyor.
Özellikle Alman otomotiv üreticileri (Audi ve Mercedes gibi) elektrikli araçlardaki pazar payını arttırmak için her yıl milyarlarca doları Ar-ge ve inovasyona harcıyor. Hafif ticari araçlar içinde çalışma başlatılmasıyla birlikte elektrikli motorlar artık sadece otomobillerde kullanılmayacak. Teknolojinin geliştirilmesiyle elektrikli araçların maliyetlerinin azalacağını öngören uzmanlara göre, araç fiyatları 2030 yılından sonra büyük oranda düşmeye başlayacak.
Tesla firmasının ürettiği elektrikli araçlar muhteşem hızlara ulaşsa da bu araçların fiyatlarının pahalı olması sebebiyle firmanın araçları sadece üst kesime hitap ediyor. Toyota gibi her tip müşteriye hitap eden araç firmaları elektrikli araçları geliştirdikçe fiyatlar çok daha düşecektir.