Çocuk aileyi bütünleştiren, ailenin mutluluğunu ve devamlılığını sağlayan varlıktır. Evlilikler çocuklarla süslenir, zenginleşir ve ebedileşir. Her çocuğun ilk eğitimi ve terbiyesi 0-6 yaş arasında aile içinde verilir; diğer ifadeyle çocuğun kişiliği aile içinde oluşur ve gelişir. Çocuğun yetişmesinde ve gelişmesinde annenin rolü ve etkisi daha çoktur. Denilebilir ki her çocuğun ilk öğretmeni annedir. Dolayısıyla her insan bir annenin şaheseridir. Onun için iyi bir annenin yüzlerce öğretmene bedel olduğu bir realitedir.
Çocuklarımızın Özgüvenleri Neden Eksik?
Malumdur ki her çocuk, anne ve babası kendisine güvendiği ve sorumluluk verdiği ölçüde kendini geliştirir ve kişiliğini oluşturur. Ne yazık ki bizler anne babalar olarak çocuklarımıza güvenmiyor ve onlara sorumluluk vermiyoruz. Çocuklarımızın ayrı birer kişilik olduğu bilinciyle hareket etmiyoruz. Halbuki her çocuk ailede bireydir ve ayrı bir kişiliktir. Bu yüzden çocuğun kişiliği önemsenmeli; kişiliği olan bir “insan” olarak kabul edilmeli; çocuğa güven duygusu ve sorumluluk verilmeli ve çocuğun kendi zevkini ve yeteneğini geliştirmesi sağlanmalıdır.
Ailede anne, sevgi ve şefkati; baba, disiplin ve otoriteyi temsil eder. Bu yüzden babayla ilişkiler mesafeli ve baskıcıdır, disiplin ve otoriteye dayanır. Çocuk için babanın sözü emir, annenin sözü öğüttür. Kendine güvenen ve sorumluluk sahibi çocuklara sahip olmak her ailenin ve toplumun hakkıdır. Bunun için çocuğun yaşına, bedensel ve ruhsal özelliklerine uygun olarak çocuğa yeterli özgürlük tanınmalı; fakat fazla serbest bırakılmamalıdır. Çünkü çocuk eğitiminde ilgi, sevgi ve serbestlik yanında disiplin ve otorite de gereklidir. Denge iyi ayarlanmazsa toplum istenmeyen “dengesiz çocuklarla” dolacaktır.
Çocuk Yetiştirmede Dikkate Alınacak Beş Nokta
Yukarıda da belirtildiği gibi çocuklarımıza güvenmediğimizden onların kendilerine olan özgüvenleri eksik… Çocuklarımıza güvenmediğimizden olsa gerek onlar adına çok kaygılanıyoruz. Kaygıyı da ifrat boyutunda yaşadığımızdan huzurlu yaşamlar süremiyoruz. Kaygı belli bir zaman sonra stres ve paniğe dönüşüyor. Hal böyle olunca da anne babadaki panik çocuğa yansıyor. Daha açık ifadeyle, çocuğun gelişimini dert etmekle başlayan süreç, bir süre sonra çocuğun gelişimini baltalayan bir soruna dönüşüyor.
İşte bu noktada Profesör Dr. Selçuk ŞİRİN Hoca’ “Yetişin Çocuklar” adlı kitabında yer alan “Çocuk Yetiştirmede Dikkate Alınacak Beş Nokta” yı anne babaların dikkatine sunmak istiyoruz. Selçuk Hoca diyor ki: “Çocuk yetiştirmede şu beş hususa dikkat edilmelidir:
1-Çocuğunuzun mizacını iyi tanıyın!
Çocuğun mizacına ve duygusal yapısına göre esnek ama tutarlı bir ebeveynlik pratiği geliştirmek gerekir.
2-Çocuğunuzla güvene dayalı derin bir bağ kurun!
Güven ancak sıcak ve duyarlı bir duygusal bağ ile kurulur. Güven olmadan özgüven olmaz. Özgüven olmadan da bireysel başarı gelmez. O nedenle olabildiği kadar erken yaşta çocuklarımıza kendi ayakları üstünde durmayı, tercih yapmayı öğretmeli ve sorumluluk bilincini kazandırmalıyız.
3-Mükemmel değil, olduğu kadar iyi olun yeter!
Yaptığınız işi, aldığınız görevi elinizden gelenin en iyi şekliyle yapın. İşlerinizi baştan savma değil içtenlikle yapın.
4-Evde belli bir rutin oluşturun!
Pek çok araştırma düzenli bir uyku rutini olan, ailesiyle rutin bir şekilde akşam yemeği yiyen çocukların daha sağlıklı büyüdüğünü ortaya koyuyor. Rutin aynı zamanda tutarlılık demektir. Bir gün evet denilip övülen bir davranış ertesi gün cezalandırılıyorsa o ortamda yetişen bir çocuğun aklının karışması gayet normaldir.
5-Çocuklarınızı başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçin!
Çünkü her çocuk özeldir. Her çocuk kendine özgü bir takvimle gelişir. Tek bir takvim çıkarıp bütün çocukları o takvime göre ileri ya da geri diye tasnif etmek bilimsel olarak doğru bir yaklaşım değildir.
Selçuk Hoca’nın da belirttiği gibi anne babalar istedikleri gibi evlatlara sahip olmak istiyorlarsa yapacakları şey; çocuklarına inanmak, onlara güvenmek ve onlara değer vermektir. Anne babalar akıllarından çıkarmasınlar ki, kimi çocuk akademik başarısının zirvesine ilkokul çağında çıkıyor, kimi ortaokulda, kimi de ancak üniversite ortamında kendi potansiyelini harekete geçirebiliyor. Şu da var ki her çocuk akademik anlamda başarılı olacak diye bir şey yoktur. Çocuklara güvenmek, onları yetenekleri, becerileri ne yönde ise ona göre yönlendirmek ve onlara destek olmak gerekir.