Kadınların dokunsal, kokusal, tatsal, işitsel ve görsel duyuları; hisleri, sezgileri ve zevkleri erkeklerden üstündür. Kadınlar erkeklerin almadığı tadı ve kokuyu alır; duymadığı sesi duyar, görmediği şeyi görür; hissetmediği şey hissederler. Çünkü kadınların %90 ında önsezi denen altıncı his vardır. Örneğin bir kadın kendisine bakan, kendisiyle konuşan erkeğin o anda ne düşündüğünü, zihninden ve kalbinden ne geçtiğini hemen anlar. Bu his erkeklerin yüzde 10’unda vardır. Bu yüzden çoğu erkek kadına 4 saat baksa, o kadının ne düşündüğünü, ne istediğini; zihninden, kalbinden ne geçtiğini anlamaz. Nitekim 30 yıl evli kaldıktan sonra boşanan kadınlar: “Beni hiç anlamadı” der. Çünkü kadınlar erkekler için bir sırdır. Bu yüzden erkeklerin kadınları tanıması ve anlaması zordur.
Kadınlar Mükemmelliyetçidir
Kadınlar sevgi, enerji, moral ve mutluluk kaynağıdır. Kadın güneş gibidir; girdiği yeri ısıtır ve aydınlatır.
Kadınlar romantizmden, erkekler erotizmden hoşlanırlar. Kadınlar romantizme, erkekler cinsel istek ve arzularına önem verirler. Kadınları mutlu etmek için duygularına hitap etmek; erkekleri mutlu etmek için cinsel istek ve arzularına karşılık vermek gerekir.
Kadınlar en çok egemen ve bağımsız olmak isteseler de aynı zamanda bir erkeğe ait olmak ikilemi içinde yaşarlar. Kadın ne kadar güçlü, üstün ve zengin olsa da kuvvetli bir erkeğin kanatları altında olmak onu psikolojik olarak rahatlatır.
Kadınlar çok şey ister gözükseler de çoğu kadına tatlı bir bakış, güzel bir söz, kırmızı bir gül yeter. Ama çoğu erkek bunu bilmez. Eşine ev, araba, kürk, köşk, yat almakla, tatillere götürmekle onu mutlu ettiğini zanneder. Oysa o kadın eşinin kendisine: “Sen Allah’ın bana en büyük lütfusun, sensiz yaşayamam, seni çok seviyorum.” Demesini ister.
Kadınlar derin ve geniş bakar; erkekler düz bakarlar. Bu yüzden kadınlar detaycı ve ince düşüncelidir; ayrıntıya ve küçük şeylere önem verirler. Erkekler ise bütüne ve öze önem verirler.
Kadınlar küçük şeylerden mutlu olurlar. Eşinin bir demet çiçek vermesinden, güzel bir söz söylemesi, saçını okşaması, elini tutması, tatlı bir bakışı onu en mutlu insan yapmaya yeter.
Kadınlar genelde temiz ve titiz, düzenli ve mükemmelliyetçidirler. Bu yüzden en küçük hatayı, kusuru görür, hemen düzeltir ya da eleştirirler. Hata kadınların hemen gözüne batar, onları rahatsız eder.
Her Erkek Bir Kadının Eseridir
Kadınlar bilgi, görgü ve nezakette erkeklerden üstündür. Çünkü erkekleri terbiye eden, yetiştiren kadınlardır. Her erkek annesinin ve eşinin eseridir. Kadın erkeğin esiri gibi gözüküyor ama erkek her haliyle kadının eseridir.
Kadınlar giyimde, güzellikte, takıda, bakımda, ikramda, davette, yemekte, bilgi ve beceride birbirleriyle yarış ederler ve yarışı kendileri kazanırlar. Erkekler ise kendileri ile yarış ederler, kendini geçmeye çalışırlar.
Kadınlar zayıflıklarını ve hatalarını açığa vurmazlar; daima güzel ve üstün yanlarını ortaya çıkarırlar. Erkek ise zayıf ve gizli yanlarını ortaya koymaktan kaçınmazlar; hatta gizli yanları, hata ve suçları ile övünürler.
Kadınlar sabırlı; acılara, sancılara, sıkıntılara ve zorluklara dayanıklıdırlar. Büyük ağrı ve sancılarla doğum yaparlar. Erkekler ise diş ağrısına bile zor dayanırlar.
Kadınlar önce kendileri için sonra diğer kadınlar için giyinirler. Erkekler ise kadınlar için giyinir, kendilerini kadınlara beğendirmeye çalışırlar. Kadınlar erkeklerin hoşuna gidecek şeyleri yaparlar; erkekler, kadınların hoşuna gidecek şeyler söylerler.
Kadınlar eve “gelin” olarak gelirler; evden her seferinde “gelin” olarak çıkarlar. Bu yüzden çoğu erkek eşini kapıda yarım saat bekler. Erkekler ise beş dakikada giyinir, çıkarlar.
Kadınlar evde egemen ve özgür; dışarıda eşine bağlıdırlar. Erkekler ise dışarıda egemen ve özgür, evde eşine bağlıdırlar. Bu yüzden her evde kadının sözü geçer, kadın ne derse o olur. Evi kadın idare eder.