Bir bölgede yaşayan genlerin, türlerin, ekosistemlerin ve çevreyle ilgili her türlü olayın meydana getirdiği bütüne biyoçeşitlilik denir. Hava, su, toprak ve canlıların meydana getirdiği yaşam alanına biyosfer denir. Birbirine benzeyen bitki ve hayvan topluluklarının barınmasına sağlayan yaşam alanlarına biyom denir. Sadece belirli bir canlı türünün hayatiyetini sürdürdüğü ve ürediği yaşam alanına habitat adı verilir.
Biyoçeşitliliği Etkileyen Faktörler
Doğal faktörler
İklim, sıcaklık ( su kaynakları )
Yer şekilleri ( dağlar, kara ve denizlerin dağılımı )
Toprak
Biyolojik faktörler
İnsan ( endüstriyel ve tarımsal faaliyetler )
Hayvan çeşitliliği
Bitki çeşitliliği
Paleografa
Kıtaların kayması
İklim değişiklikleri
Biyolojik Çeşitliliğin Önemi
Yer kabuğu üzerinde hayat süren ve birbirinden farklı tüm canlılar, biyolojik çeşitliliği meydana getirir. Biyolojik çeşitlilik genetik, tür ve ekosistem çeşitliliği olmak üzere üç ayrı düzeyde değerlendirilir. Genetik çeşitlilik, bir türe ait bütün bireylerin farklılığını, tür ve çeşitliliğini ve belli bir sahadaki farklı türlerin sayısını ifade etmektedir. Ekosistem çeşitliliği ise canlılar ile cansızlar arasındaki etkileşimlerdeki farklılıkları ifade eder.
Türkiye sahip olduğu zengin biyolojik çeşitliliği ve endemik türleri ile dünyada önemli bir konumdadır. Nüfusu sürekli artan dünyamızda ülkelerin sahip olduğu en büyük zenginlik biyolojik çeşitliliktir. İnsanların önce gıda olmak üzere temel ihtiyaçlarını karşılamada vazgeçilmez bir yere sahip olan canlı kaynaklar, biyolojik çeşitlilik içerisinde bulunmaktadır.
Biyolojik çeşitlilik bir ülkenin ekonomisinde de önemli bir paya sahiptir. Mesela reçete ile satılan ilaçların yüzde 25’i bitkilerden yapılan maddeleri oluşturmakta, bitki türlerinin üçte biri ise besin kaynaklarımızı meydana getirmektedir.
Birçok bitki türü, pamuk, keten ve benzeri ürünler, sanayi hammaddesi olarak insanlar tarafından kullanılmakta; milli parklar ve doğal koruma sahaları gibi yerler turizmin yanında ülke tanıtımında önemli bir yere sahiptir.
İnsanların günümüzde ve gelecek yıllarda biyolojik çeşitliliği olan ihtiyaçları gittikçe artmaktadır. Yalnız biyolojik çeşitlilik insan faaliyetleri sebebiyle her geçen gün daha fazla miktarda yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Hâlbuki doğadaki bütün türler ekosistemin bir parçası olmakla yeryüzündeki varlıklarını sürdürme hakkına sahiptir. Bu hak o canlı türlerinin insanlara faydalı olmasından değil, ekosistemin bir parçası olmasından ileri gelir.
Sadece insanların faydalandıkları biyolojik türlerin değil bütün türlerin korunması gerekmektedir. İnsanlar daha konforlu bir hayat sürmek için meydana getirdikleri yapay yaşam alanlarında diğer türlerin tükenmesine sebep olmamalıdır.